Fatma Marmara(Dursun) – Alanları: Resim – Fotoğraf- Yazı

Archive for Ekim, 2012

VÜCUT BULDU

Bu sene iki bayramımız birleşti. Önce Kurban Bayramımızı, ardından da Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

VÜCUT BULDU 1

Güçlü bir Osmanlı İmparatorluğu’na sahip olan bu ülkenin kaderi 1. Dünya savaşından yenik çıkması ve ardından her bir karış toprağının paylaşılması ile değişmiştir.

Kurtuluş mücadelemiz ise doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine Atatürk’ün önderliğinde Kuvayımilliye denilen halk direnişlerin, işgalci devletlere karşı koyması ile başlamıştır.

(daha…)

AH O ZAMANLAR

Herkesin geçmişine ait bayramları, yaşanmışlıkları ve kendine göre anıları. Belki çok güzel özlemle geriye baktıran, belki de hüzünlü. Ya da çok daha yakın zaman bir yıl öncesi, bizim ailede olduğu gibi şimdi biraz buruk, biraz eksik ve geri gelmeyecek olan yokluk, babamın bu bayram aramızda olmayışı.

AH O ZAMANLAR 1

Geçen yıl sanki biliyor gibi söylemişti

“seneye bayrama ben çıkmam görmem” demişti de bizde

(daha…)

ONLARSIZ OLMAZ

Hızla büyüyen ve artık sınırları içine sığamaz durumuna gelen kentlerde ki bu çoğalmada en büyük etken göçlerdir.

Tüm aile bireyleriyle kırsaldan kente göçteki bu değişime ayak uydurma çabaları ve zorlukları yaşansa da kadının etkilenişini ve toplumdaki konumunu paylaşmak istedim.

2

Bu hafta içi katıldığım sunumda bu konuyla ilgiliydi.

AİBÜ Kamu Yönetimi Kentleşme ve Çevre Sorunları bölümünden öğretim üyesi sayın Yrd. Doç. Dr. Ahsen Saçlı’nın sunumunda, kentlileşmeye çalışırken en çok etkilenenlerin başında kadınların olduğunu belirttiği gibi.

Kadın kırsalda ya da kentte yaşasa da her zaman çalışan, üreten evine katkı sağlayandır.

Bolu’muz ve kırsalın kadınları buna en güzel örnektir.

Çalışkan, akıllı, inanılmaz güçlü kadınlardır ve onları her yerde görebilirsiniz.

ONLARSIZ OLMAZ 2

Bahçede tarlada parklarda çalışıyor, hayvanlarını otlatıp, yoğurdunu, yağını kendi yapıyor.

Traktörden minibüse, jeepden otobüse, kamyonete kadar bütün araçları rahatlıkla kullanıyorlar.

Üretiyor, ürettiği ürünlerini pazara getirip satıyor, arabasına binip kapı kapı yaptığı ekmeği, sağdığı sütü satıyor.

Çocuklarına, eşine, ailesine, büyüklerine bakıyor, hatta siyaset yapıp bu toplumda bende varım diyor.

Ama bu durum her yer için aynı değil.

Bulunduğu kırsalda artık ekilebilir toprakların miras yoluyla bölünüp küçülmesinden, yaşanabilir ekonomik ve sosyal şartların zorlaşmasından dolayı göç etmek zorunda kalıyor çoğu aileler.

Sağlık, eğitim, ulaşım, işletişim imkânlarının daha fazla olmasının da cazibesi ile kentlere göç edenlerin sayısı da hızla artıyor.

IMG_8834

Kırsaldan kente göç eden bu insanlar, gittikleri yerde de yeni sorunlarla karşılaşıyor.

Genelde gecekondulaşma alanlarında yaşam mücadelesi veriyor bu göçenler. Hazine arazisi üzerinde kaçak yapılaşma olan bu yerlere haliyle hizmet götürülmemiş oluyor. Yemeğini yapacak, çamaşırını yıkayacak suyu bile taşımak durumun da kalıyor kadın.

Bir taraftan kılık kıyafet, konum, davranış ile bulunduğu yerin kurallarını benimseme, kentlileşme çabaları yaşarken; bir taraftan da topraklarından, akrabalarından ayrılmanın, yalnız kalmanın, kentte yabancı olmanın acısını ve stresini yaşıyor.

Evine, eşine, çocuklarına hizmet etmeye devam ederken aynı zamanda aileyi bir arada tutma, koruma çabaları gösteriyor.

ONLARSIZ OLMAZ 5

Zorlu şartlar altında, aile ekonomisinin yetersizliğinden dolayı ve katkı sağlamak için vasıfsız işlerde çalışmak durumunda kalıyor. Çocuk ve hasta bakımı, temizlik gibi yaptığı bu işlerde sosyal güvencesi olamadan çalışıyor.

Belki okuma yazması bile yok ama çocuklarını topluma kazandırmaya çalışırken, onların yaşadıkları zorluklarla da yine kendi mücadele eden konumunda kalıyor.

Bütün bu didinip uğraşmalara rağmen hak ettiği değeri göremeyen yine kadınlar oluyor.

Her türlü hakaret ve kötü davranışa, şiddete uğrayan, cinsel tacize maruz kalan, kapkaça bile en çok uğrayan yine kadınlar.

Toplum kendini yetiştiren analara karşı bu davranışları uyguluyor.

Unutmamalıdır ki her erkeği doğuran ve yetiştiren bir anadır ve saygıyı, sevgiyi de en çok hak eden yine kadınlar olmalıdır.

IMG_09221f

Yine unutmamalıdır ki kadınların, annelerin her zaman yüreği evlatları için yanıyor ve yanacaktır.

Sevgi ve saygılarımla…

Fatma Marmara

 

Yazılarımın gazetelerde ki linkleri

http://www.boluekspres.com/icerik/kose.php?i=9529

http://sultanmagazine.com/kadinlarimiz/

http://www.boludetay.com/makale/182/17/

KENTLER KADINLARI ÇEKİYOR

Türk Üniversite Kadınlar Derneği Bolu Şubesi tarafından Kentlileşme ve Kadın adlı sunum ile kırsalda yaşayan nüfusun yüzde onlara kadar düşerken, kentlerde yüzde 90 a ulaştığı ifade edildi.

IMG_2667 (2)

Haber: Fatma Marmara

Türk Üniversite Kadınlar Derneği Bolu Şubesi, YKM işbirliği ile “ Kentlileşme ve Kadın” adlı sunumunu My Dream Center AVM’ de gerçekleştirdi.

(daha…)

SORUMLULUK VE SORUMSUZLUK

Rekabet piyasası her alanda kendini gösterirken, işletmelerde birbiri ile yarışa girmiş durumda. Bu bağlamda da daha çok müşteri kazanabilmek, daha iyi hizmet sunmaktan geçer.

Sorumluluk ve sorumsuzluk 1.

Bu durum yolcu taşıma hizmeti yapan otobüs firmaları içinde geçerli. En son çıkan lüks otobüslerle, müşteriye en iyi hizmeti vermek, güler yüz, en güzel ikramlar, rahat yolculuk, saygı ve sorumluluk çerçevesinde olmaktadır. Firmalar bu şartlara uymaya çalışırken bünyesinde çalıştırdıkları otobüs sürücüleri, muavinleri, servis elemanları bu kurallara ne kadar uyuyor. Ya da firmalar yaşananların ne kadarından haberdar oluyor.

(daha…)

NELER OLUYOR

Mutluluk içeren bir konu ile başlamak istedim bu haftaya. Ama her gün yeni bir olay ve yeni bir acı yaşanıyor.

neler oluyor 1

 

Haftalardır anlatmakla bitiremediğim Urfa’ya şimdi de gözler top mermisi nedeni ile çevrildi. Suriye’den Akçakale ye atılan, 5 kişinin ölümü, 13 kişinin yaralanmasına neden olan top mermisi. Hepimizi üzüntüye ve acıya boğan bu durum sürpriz olmadı.

neler oluyor 2

Daha öncede benzer olaylar yaşanmıştı, hatta uçağımız düşürülmüştü. Ama bu defa anında karşılık verilmesi bizim aciz ve güçsüz olmadığımızın ve artık sabrımızın taştığının da göstergesi oldu. Sınırdaki il, ilçe ve köylerimiz bu çatışmalardan sosyolojik, psikolojik ve fiziksel olarak da etkilenmiştir. Bu anında müdahalede hem bu yönden hem de sınır ihlalinin olmaması gerektiğinin altının çizilmesi yönünden de önemlidir.

neler oluyor 6

Bolu’muzda ise yaşananlar daha bir farklı. Bir ay gibi kısa sürede, merkezinde, ilçelerinde, köylerinde oldukça fazla sayıda büyüklü, küçüklü yangınlar oldu. Daha yeni olan ve aklımızda kalanlardan bazıları;

Göynük Aşağıkınık köyünde çıkan 40 kişiyi evsiz bırakan 15 ev, 20 ahır, 16 samanlık, 14 buğday ambarının yandığı, tıpkı Kıbrıscık Çökeler Köyünde ki 4 ev, 8 ahır, 7 samanlık ile Seben ilçesi Yağma Köyündeki 7 ev, 3 ahır, 1 samanlık ve otomobil gibi. Bunlarda başka yine Göynük’te Gürpınar Köyünde 3 ev,1 samanlık, 3 ahır, 1 ambar yangını. Kıbrısçık-Deveören Köyünde 15 hektarlık orman yangını. Büyükberk Köyünde yanan iki katlı ev, 1 samanlık, 2 ahır. Mudurnu da 10 dönümlük otlakta çıkan yangın ve Hamzabey Köyünde ki orman yangını. Göynük’te Çatacık- İdrisler Köyleri arasında ki ormanda yangını ile Taşkesti- Çamyurdu Köyü yakınında ki 2 hektarlık alanı yok eden orman yangını. Bolu Karamanlı mahallesi ve Yeniakçakavak köyündeki ev yangınları,  Hisartepe de çalılıkta çıkan yangınlar gibi.

neler oluyor 3

Orman Bölge Müdürlüğünün Eylül ayı ortalarında ( AA muhabirine) yaptığı açıklamada, bölgede 9 aylık süre içinde çıkan 36 orman yangınından bahsedip,  21’ inin failinin bulunduğunu belirtilmiş. Bu yangınlarda 25 hektarlık orman alanı ile 34 hektarlık bitki örtüsünün de yandığı ve genellikle ihmallerden kaynaklandığı da ifade edilmiş.

Yıldırım, rüzgâr gibi doğal nedenler arada bir olsa da daha çok insan kaynaklı nedenler etkendir. Çalı ve çöplerin temizlenmesi adına yakılan ateş, sigara izmaritinin söndürülmeden atılması, piknik sonucu mangal kömürlerinin yanar halde bırakılması, ısınmak amaçlı ya da tarla açmak adına yakılan ateş veya bırakılan cam kırıkları benzeri nedenlerden dolayı bu büyük felaket ve zararlar oluşmaktadır.

neler oluyor 5

Bu bölge ağaçların, bitki örtüsünün en yoğun olduğu yer. Dolayısıyla evlerin yapısında da bolca ağaç kullanılmakta buda yangınların hızını artıran en önemli etken. Büyüklüğü ne olursa olsun önce can kurtulmuşsa, bu defa parçası mal. Zira mal canın yongasıdır.

Geçtiğimiz hafta Karadeniz sahiline giderken de dönerken de aynı manzaraya tanık olduk. Bahçelerin, bağların, ağaçlarla kaplı alanların aralarında yakılmış ateşlere o kadar sık rastladık ki. Bağlarda yapılan yaz sonu temizliğinin bir şekli bu olmamalı. Zira o bağların içinde yakınında evlerde var. Kıvılcımlar, bir anda çıkan rüzgârla, otlara ağaçlara evlere anında sıçrar ve kontrol elden gider.

neler oluyor 4

Yangın vanalarının bile bulunmadığı köyler var, olsa da su depoları boş. Bir yerden bir yere yardım ekibi ve aracı gelinceye kadar iş işten geçmiş ve hasarda çok büyümüş oluyor.  Bilinçli olup ormanlarımıza, yaşadığımız yere ve çevremize sahip çıkalım, koruyup, kollayalım.

sevgi ve saygılarımla…

Fatma Marmara

Yazılarımın gazetelerde ki linkleri

(daha…)